Turizm Sektöründe Reklamcılık için Öne Çıkan 4 Tüyo

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dijital reklamcılıkta her sektör kendine göre şekillenirken, turizm sektörü dönemsel ve anlık dinamiklere daha bağlı. Reklam platformları ise bu değişken dinamiklere ayak uydurmak zorunda. Bir tatil sitesinin her pazara göre farklı ve anlık değişen fiyatları söz konusu. Turizm sektöründe reklamcılık için IQUEEM Kurucusu Berkun Meral, 4 öne çıkan tüyoyu özetliyor.

 

Turizm sektöründeki dinamik yapıya ayak uydurun; kalıplaşmış stratejileri geride bırakarak yenilikçi stratejiler ile başarıyı yakalayın.

 

Dijital reklamcılıkta her sektör kendine göre şekillenirken; turizm sektörü dönemsel ve anlık değişken yapısı ile dikkat çekiyor ve reklam çalışmalarındaki stratejik adımlar daha da ön plana çıkıyor. Bu değişken yapıda ise birçok reklam platformu bu yapıya ayak uydurmak zorunda kalıyor. Örneğin, bir e-ticaret sitesinde ürün fiyatları her pazara göre sabit ve haftalık değişebilirken, bir tatil sitesinde her pazara göre farklı ve anlık değişken fiyatlar olabiliyor. Bu durumda da reklam verenler ve yöneticiler ise dinamik bir reklam stratejisi yürütmek zorunlu bir adım oluyor. 

 

Reklam platformlarında genel bir kavram vardır “öğrenme süreci”. Bu süreç platforma göre 7–14 gün arasında değişebilir. Öğrenme süreci, bir reklam kampanyasının rekabet ortamına girişi, maliyetlerin oluşması ve yönlendirilen web sitesinin kalitesi gibi verileri toparlayıp reklam veren için en uygun maliyetle reklam vermesini sağlamak için sistemin analiz süresi olarak tanımlanıyor Doğal akışta beklenmesi gereken bu süreler turizm sektöründeki reklamcılık için zaman kaybı ve buna bağlı olarak satış kaybı yaratabiliyor. 

 

IQUEEM Kurucusu Berkun Meral turizm sektöründeki reklam süreçlerindeki deneyimlerini “Örneğin, Google ve Facebook platformlarının önerdiği biçimde bir reklam setini kurduktan sonra 5–6 gün o reklam setinin öğrenme sürecini tamamlamasını beklemiyoruz, bekleyemiyoruz. Tesislerden anlık olarak gelen veriler doğrultusunda bir reklam setini iki günde bir değiştirmek durumunda kalabiliyoruz. Hele ki yönettiğiniz sistemin içerisinde bir de çağrı merkezi var ise 3 saatlik olumsuz bir çağrı sayısı sebebi ile reklamları aynı gün içerisinde de değiştirdiğimiz olabiliyor. Bu durumdan şikayetçi miyiz? Hayır! Çünkü performans alıyoruz ve stratejilerimizin doğru ilerlediğini düşünüyoruz” şeklinde açıklıyor. 

 

Turizm sektöründeki dinamik reklam yönetimi ve başarı için Berkun Meral’in deneyimlerinden derleyerek verdiği öne çıkan 4 tüyo ise şöyle:  

 

1. “Reklam yapmadan önce reklam yapacağınız tesisi iyi tanıyın”

Reklam sektöründe hep önce ürünü tanıyın deriz. Turizm sektöründe ise önce tesisi tanıyın diyoruz. Burada tesisi gidip birebir görün demek istemiyoruz. Sadece her detayına, artı yönlerine, eksi yönlerine hakim olun. Zaten dijital reklam üzerinden satın alma yapacak kişi reklamını yaptığınız tesisi yine bu platformlar üzerinden araştıracak. Çeşitli yorum sitelerine, web sitesine ve sosyal medyasına bakıyor olacak. Bu mecralardan aldığınız veriler üzerinden stratejilerinizi belirleyin. Tesisin hedef kitlesini çok iyi öğrenin. Geçmiş misafir verilerini araştırın. Doğru hedef kitleye, doğru zamanda doğru reklamı vermek başarının birinci adımını oluşturacak. 

 

 

2. “Yenilikçi reklam stratejileri geliştirin” 

Turizm sektöründe reklam yapmaya başlarken kalıplaşmış reklam stratejilerinden uzaklaşmak ve kendi reklam stratejilerinizi kurgulamak önemli bir adım. Dijital reklam eğitimleri ile belli bir yere kadar bu reklamların nasıl verildiğini öğrenebilirsiniz ancak size değer katacak konu stratejinizdir. Tüm platformlar zaten son kullanıcının en kolay şekilde reklam vermesi için tasarlanmış durumda. Sizi öne çıkaracak konu bu reklamları nasıl kurguladığınızdır. Kendi stratejinizi kendiniz yaratın, platform temsilcilerinin destekleri elbet önemli ancak şunu unutmayın ki o desteği sunan arkadaşlar aynı zamanda bir market için de strateji önerisinde bulunuyorlar. Dolayısı ile sektörünüzü ve tabii ki tesisi sizin kadar iyi tanıyamayabilirler. Kendi stratejinizi kurgulayacak seviyede değilseniz mutlaka bu konuda başarılı olan kişilerin yakınında kalın.

 

 

3. “Bütçe kontrolüne dikkat!”

Her sektörde olduğu gibi turizm sektörü de düşük maliyete yüksek performans sağlanma beklentisi içerisinde olduğumuz bir sektör. Çoğu zaman aylık reklam harcamasının cironun 3'ü içerisinde kalması beklentisi oluyor. Reklam verenler bilirler, reklam platformları periyodik olarak reklam verenleri arar ve bazı önerilerde bulunurlar. Bizi aradıklarında genellikle “bütçeyi artırmanız lazım” önerisinde bulunmaktalar. Evet, haklılar, ancak turizm sektöründe rekabet nasıl ilerliyor bunu çok düşünmüyorlar. Örneğin, yanımdaki otel ayda 30.000 lira harcıyor ve ben ona karşılık 3.000 lira harcıyor isem o zaman haklılar. Ancak, çok bilinen ve beni de satan bir tur operatörüyle rekabet etmek için onun harcadığı bütçeye ulaşın önerileri doğru bir yönlendirme olmuyor. Platform temsilcileriyle anlaşamadığımız farklı bir konu da “aylık bütçe” konusu. Temsili bir bütçemiz elbet oluyor ama bu bütçeye turizm sektöründe sadık kalamıyorsunuz çünkü tesis reklamların ortasında bazı tarihlere “Stop Sale” vermiş olabiliyor. Bu gibi durumlarda bütçeyi kısıp marka bilinirliği tarzında reklamlar yapmamız gerekebiliyor.

 

 

4. “Reklam takibi ve üretimine önem verin”

Genel alışılagelmiş reklam mantığı; ay başında reklamlar kurgulanır, yayınlanır ve 2–3 ay bu reklamlar devam eder. Bu sizi verimsiz bir reklam dünyasına mahkum edecektir. Reklamların 24 saat takibinin yapılıp, en azından 3–5 gün içerisinde performans alınmayan reklamların revize edilmesi gerekir. Süre az gelebilir, sistem mantığına ters olabilir ama emin olun reklam istatistiklerinizi iyi okumayı öğrenirseniz size 1–2 gün içerisinde daha sonra ne gibi sonuçlar alabileceğinizi az çok anlatır. Bir noktadan sonra 2 günlük reklamlarla ay sonu ne gibi bir ciro gelebileceğini bile tahmin edebilir durumda olacaksınız. Tabii ki bu hemen değil; o tesise uzun süre reklam verdikten sonra size kazandıracağı bir tecrübe olacak.  

 

Bu özetlediğimiz önerilerden sonra reklam yöneticileri “Bu şekilde tıklama başına, gösterim başına ve dönüşüm başına maliyetleriniz artar” diyebilirler. Hayır artmıyor. Reklamlarınızı çok sık revize ettiğinizde birim başına maliyetleriniz artabiliyor fakat çalışmayacağını düşündüğünüz bir reklam setinin boşuna para harcamasını engellediğiniz için maliyetleriniz pozitif etkileniyor. Bu yüzden dinamik bir reklam stratejisini reklam çalışmalarındaki başarımızın en büyük sırrı olarak görüyoruz. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir